24 Kasım 2012 Cumartesi

Devre Arası

Lige verilen arada kupa maçlarını iyi bir şekilde geçirmek ve istediğimiz transferleri yapmak amacındayız. 

12 yabancımız ve transfer için sadece 2M$'ımız var. Takas yolu ile bir stoper, bir sağ açık alma niyetindeyiz. 

Kupa maçlarından ise en az 2 galibiyet almamız lazım. 

İlk kupa maçımız deplasmanda Beşiktaş'la. Maça hızlı başlayıp Janko ile golü bulduk. Ama golden sonra Beşiktaş oyunun kontrolünü eline aldı ve Mustafa Pektemek'in hattrick yapması ile, maçla ilgili beklentilerimiz boşa çıkmış oldu. 

Karşımıza çıkan büyük küçük farketmeden tüm takımların müthiş pas yapmaları, organize ataklarla maçı domine etmeleri beni deli etmeye başladı. Hadi biz kötü menejeriz, ama karşılaştığımız tüm takımlar nasıl, 4-4-2 oynayan, oyuncuları ortalamanın biraz üstünde olan Trabzonspor'dan daha iyi oynuyorlar bunu çözebilmiş değilim. 

Transfer hiç kolay değil. 2M$'lık oyuncuya 3.7M$'lık Alanzinho ve 1.6M$'lık Vittek'i teklif ediyorum, üstüne para veriyorum, yine de alamıyorum. Türk oyuncular olarak Gaziantep'ten Kemal Tokak, Gençlerbirliği'nden Hurşut ve Aykut Demir'i almaya çalışıyoruz. Ama şu ana kadar kabul edilen bir teklifimiz olmadı. 

Bu arada Cech'i Galatasaray, Sapara'yı Kasımpaşa istedi. Her ikisini de elden yabancı çıkarmak için 1M$'a vermeyi kabul ettim. Aslında Cech, ofansif açıdan Emerson'dan daha iyi performans gösterdi maçlarda. Ama Emerson da fiziksel ve defansif açıdan daha iyiydi. Bu yüzden Emerson'un takımda kalmasını daha uygun görüyorum. Aynı şekilde Sapara da, ortada Colman ve Zokora'dan fırsat bulup oynayamıyor. Bu oyunculardan Colman yerine gelişebilmesi için Soner'i ve Zokora'nın yerine de Barış Özbek'i yedekte tutuyorum. Her ikisi de yeterli performansı gösteriyorlar. Bu yüzden ortada, Sapara, Alanzinho gibi oyuncular fazlalık yapıyor. 12 yabancı çok iyi geliri olmayan bir takım için fazla lüks.

Kupadaki ikinci maç İBB ile. Yine ilk golü erken bulup, öne geçtik. Sonra oyunun kontrolünü rakibe verdik. Pozisyon vermememize rağmen bir korner golü ile, 1-1 berabere kalıp 2 puan kaybettik. 

Üçüncü maçı artık almamız şart oldu. Takımda bir takım değişiklikler yapıp, maç puanları iyi olmasına rağmen oyunda görmediğim Colman yerine Soner'le solda Olcan, sağda da Emre Güral değişikliği yaptık. Tek forvet olarak, sarı kart cezalısı Janko yerine de Henrique ile başladık. 

Olcan'ın iyi oyunu ve iki golü, Henrique'nin 1 golü ve bir assisti ile maçı 3-1 aldık. Emre de iyi ve etkili bir oyun sergiledi.  Beşiktaş'ın da İBB'yi yenmesi ile grupta 2.sıraya yükseldik. Böylece bir sonraki maç olan İBB maçı kupadaki geleceğimizi belirleyecek maç haline geldi. 

İBB maçı daha önceki maçların tersine 2. dakikada golü yiyip, ilk atağımızda Zaleyetta'nın kırmızı kart görmesiyle, tamamen bizim kontrolümüzde geçen bir maç oldu. Henrique, Emre Güral ve Janko'nun golleriyle 3-1 bitirip, gruptan çıkma yolunda önemli bir adım attık. 

İkinci yarıya başlarken, Cech'i sattığımız, Ferhat'ı da sene başında kiraladığımız için, bir sol bek ihtiyacımız doğdu. Şu ana kadar transferde sadece sağ açığa kiralık olarak Joseph-Monrose'u, golcü olarak da yine kiralık olarak Juventus'tan Leo Bonatini'yi kadromuza kattık. Defansın ortasına almak istediğimiz hiçbir futbolcuyu alamadığımız gibi, henüz Vittek ve Alanzinho'yu da satamadık. 

İlk maçımız, deplasmanda Sivas'la. Zor da olsa ilk yarıda Olcan'ın iyi ortası ve Janko'nun düzgün vuruşu ile attığımız golle, 1-0 kazandık. Takım birkaç maçtır kazandığı için, moral kazandı. Açıkçası ben de. 

Bu arada ilk transferimizi gerçekleştirdik. Emerson'un yedeği olarak düşündüğümüz Galatasaray'dan Çağlar Birinci'yi 450.000$'a transfer ettik. Daha iyi ve daha sansasyonel bir transfer yapmak isterdik ama şimdilik maddi imkanlarımız buna elverdi. 

Arka arkaya ligde Akhisar, kupada da Orduspor maçlarını kazanarak, yola devam ediyoruz. 
Lige verilen ara şimdilik takıma yaradı gibi görünüyor...


23 Kasım 2012 Cuma

Kovulmadan Devre Arasına Geldik...

17 maçı bitirip devreyi 24 puanla 9. sırada tamamladık.

Özellikle 1-0'lık Bursa yenilgisinden sonra, kovulmanın eşiğine geldik. Oyuncular huzursuzlaştı. Bir kısmı benim bu işi yapamayacağımı düşünüyor. Haksız da sayılmazlar. Ben de aynı şeyi düşünmeye başladım. Hatta bir ara istifa etsem mi diye de düşündüm.

Sonra bir takım toplantısı yaparak, bu işi beraber takım olarak çözebileceğimizi söyledim. Takım genel olarak olumlu yanıt verdi. Toplantıdan sonraki ilk maçımızda Mersin'i 2-1 yendik. Düzeliyor muyuz dedirten olumlu futbolun ardından 5-0'lık Lyon yenilgisi geldi.

Avrupa'daki son maçımız olduğu için pek takılmayıp devam edelim dedik ama Lig'de 2-2'lik Beşiktaş beraberliği ve 3-1'lik Gençlerbirliği yenilgisi ile yine ortalığı huzursuzluk kapladı.

Artık yönetimde içinde de desteğimi kaybetmeye başladım. Elazığspor ile  arka arkaya gelen lig ve kupa maçlarındaki 2 galibiyet ile devre arasına girdik.

Kupada Beşiktaş, İBB ve Ordu ile aynı gruba düştük. Zor bir grup ama elenirsek kovulurum.

Lige verilen arada transfer yapmaya çalışıp, takımı toparlamaya çalışacağım. Böyle devam edersek kendime düşük liglerin birinde iş aramam gerekebilir.

Amacımız sağ salim buraya ulaşmaktı. Şimdi hünerimizi gösterelim bakalım...

Bugün bir türlü resim ekleyemedim. Ekran görüntülerini aldım. Becerebildiğimde puan durumunu ve aldığım sonuçları asacağım...


18 Kasım 2012 Pazar

Gidişat Kötü !

6 Kasım - 18 Kasım...

Daha hala 12. haftadayız.

İşler ve çocuklar nedeniyle oyunu hakkıyla oynayamıyorum. Ama yapacak birşey yok. Böyle devam etmek zorundayız.

Genel olarak FM kariyer hikayeleri başarı hikayeleridir.

Bizimki pek öyle olmayacak galiba.

12. Hafta sonunda 17 puanla 9. sıradayız. 4 galibiyetimiz, 5 beraberliğimiz ve 3 yenilgimiz var.  Oyun olarak istediğimiz oyunu oynamaktan uzağız.

Maçlar ve sonuçlarımız şu şekilde gelişti.




Avrupa'da beklemediğim şekilde, Anji'yi deplasmandaki 2-0'lık galibiyetimizin üstüne yatarak, eleyip gruplara kaldık.
Napoli, Lyon ve Slovan Liberec'le aynı gruba düştük.  İlk 4 maçta aldığımız 1 puanla gruptan çıkma şansımızı kaybettik.

Ligde de Avrupa Kupalarında grup maçlarına kadar kötü sonuçlar almadık aslında. Gruptaki ikinci maçla beraber galibiyete hasret kaldık. 12. haftadayız ama son 6 haftadır galibiyet alamadık. Avrupa Ligi maçlarıyla beraber son 9 resmi maçtan galibiyet alamadan ayrıldık.

Genel olarak oyuna çok kötü başlamıyoruz. Ama oyunu kontrol etmekte, kontrol ettiğimizde de pozisyon bulmakta zorlanıyoruz. Ceza sahasına topu sokmakla ilgili bir derdimiz var çözemediğim. Ceza sahasının etrafında topu dolaştırıp duruyoruz. Tam top kanada iniyor, " İyi orta gol getirir" diyorum, top gene gerisin geriye gidiyor. Sonunda bir şekilde topu kaptırıp atak yiyoruz.

Sürekli sakatlıklar da aynı 11'li devamlı oynamamıza engel oldu. Sakatlıklara ağır antreman programı sebep oluyor olabilir. Biraz hafifleteceğim antremanları.

Bir yandan da, takımda artık bariz görünen ihtiyaçlar var. Sağ kanada muhakkak iyi bir oyuncu, defansın ortasına en az bir oyuncu, sol beke bir Türk alternatif, bir de ikinci bir forvet almak gerekiyor. Bütün bunları, 12 yabancımız ve 1,9M$  ile yapmak mümkün değil tabi. Dolayısıyla transfer yapmadan  elimizdekilerle durumu düzeltebilir miyiz bakacağız.

4-4-2 üzerinde yeterince ısrarcı olmayıp, çok fazla taktik değiştirmiş olabilirim. İstikrarsızlığın bir nedeni de bu olabilir. 4-4-2'ye geri dönüp, taktiği elden geçirip devre arasına kadar sonuçlar ne olursa olsun, radikal bir değişiklik yapmadan bu şekilde devam edeceğim.

Günahlarımızı böylece çıkardıktan sonra, bakalım devre arasına kadar takımı toparlayabilecek miyiz?

6 Kasım 2012 Salı

Haydi Rastgele !

Oyun 2 Kasım'da indirilebilir hale geldi ve hemen güncellemelerimizi yapıp oynamaya başladık.

Beta'da gördüğüm eksiklerin neredeyse tamamı giderilmiş.

Bu yüzden yeni bir oyun başlatıp, Trabzonspor'la macerama bu yeni oyun üzerinden devam edeceğim.

Seyahatler nedeniyle henüz sezona başlamadım ama hazırlıklardaki görüntü itibari ile takımın sağ açığa,    sol bekte Türk bir alternatife, defansın ortasında yabancı fazlalığından yine Türk bir oyuncuya ihtiyacı var. Sol Bamba oyundaki özellikleri ile yabancı kontenjanını harcamaya değecek bir oyuncu olarak görünmüyor.

Hazırlık maçlarında, topu kontrol edip, oyun kurmakta ve pozisyon bulmakta zorlandık. Takım oyununu henüz oturtamadık. Kanatlardan sağlı sollu gelip, hızlı kanat değişiklikleri yapıp, pozisyon bulmak ve golleri sıralamak üzerine kurduğum taktik henüz işlemiyor. Ligin ilk 5 haftasında takım istediğim seviyeye gelmez ise, farklı bir taktik deneyeceğiz.

Bu arada Avrupadaki rakibimiz Rus ekibi Anzhi. Zor kura. Pek şansımız yok gibi, bakacağız artık.

Görünen o ki, transfer yapabilmek de, elindeki oyuncuyu göndermek de eskisi kadar kolay değil. 12 yabancımızdan sadece Bamba'yı, o da kiralık olarak, Kayseri'ye verebildik.

Oyun başındaki 1.9M$'lık transfer bütçesi ile, elimizdeki yabancılardan para girişi olmadan, iyi bir transfer yapmak zor görünüyor. En azından şimdilik istediğim gibi, takıma hemen katkı yapacak bir oyuncu bulamadım.

Bakalım gelecek neler getirecek ?

Haydi Rastgele !