12 yabancımız ve transfer için sadece 2M$'ımız var. Takas yolu ile bir stoper, bir sağ açık alma niyetindeyiz.
Kupa maçlarından ise en az 2 galibiyet almamız lazım.
İlk kupa maçımız deplasmanda Beşiktaş'la. Maça hızlı başlayıp Janko ile golü bulduk. Ama golden sonra Beşiktaş oyunun kontrolünü eline aldı ve Mustafa Pektemek'in hattrick yapması ile, maçla ilgili beklentilerimiz boşa çıkmış oldu.
Karşımıza çıkan büyük küçük farketmeden tüm takımların müthiş pas yapmaları, organize ataklarla maçı domine etmeleri beni deli etmeye başladı. Hadi biz kötü menejeriz, ama karşılaştığımız tüm takımlar nasıl, 4-4-2 oynayan, oyuncuları ortalamanın biraz üstünde olan Trabzonspor'dan daha iyi oynuyorlar bunu çözebilmiş değilim.
Transfer hiç kolay değil. 2M$'lık oyuncuya 3.7M$'lık Alanzinho ve 1.6M$'lık Vittek'i teklif ediyorum, üstüne para veriyorum, yine de alamıyorum. Türk oyuncular olarak Gaziantep'ten Kemal Tokak, Gençlerbirliği'nden Hurşut ve Aykut Demir'i almaya çalışıyoruz. Ama şu ana kadar kabul edilen bir teklifimiz olmadı.
Bu arada Cech'i Galatasaray, Sapara'yı Kasımpaşa istedi. Her ikisini de elden yabancı çıkarmak için 1M$'a vermeyi kabul ettim. Aslında Cech, ofansif açıdan Emerson'dan daha iyi performans gösterdi maçlarda. Ama Emerson da fiziksel ve defansif açıdan daha iyiydi. Bu yüzden Emerson'un takımda kalmasını daha uygun görüyorum. Aynı şekilde Sapara da, ortada Colman ve Zokora'dan fırsat bulup oynayamıyor. Bu oyunculardan Colman yerine gelişebilmesi için Soner'i ve Zokora'nın yerine de Barış Özbek'i yedekte tutuyorum. Her ikisi de yeterli performansı gösteriyorlar. Bu yüzden ortada, Sapara, Alanzinho gibi oyuncular fazlalık yapıyor. 12 yabancı çok iyi geliri olmayan bir takım için fazla lüks.
Kupadaki ikinci maç İBB ile. Yine ilk golü erken bulup, öne geçtik. Sonra oyunun kontrolünü rakibe verdik. Pozisyon vermememize rağmen bir korner golü ile, 1-1 berabere kalıp 2 puan kaybettik.
Üçüncü maçı artık almamız şart oldu. Takımda bir takım değişiklikler yapıp, maç puanları iyi olmasına rağmen oyunda görmediğim Colman yerine Soner'le solda Olcan, sağda da Emre Güral değişikliği yaptık. Tek forvet olarak, sarı kart cezalısı Janko yerine de Henrique ile başladık.
Olcan'ın iyi oyunu ve iki golü, Henrique'nin 1 golü ve bir assisti ile maçı 3-1 aldık. Emre de iyi ve etkili bir oyun sergiledi. Beşiktaş'ın da İBB'yi yenmesi ile grupta 2.sıraya yükseldik. Böylece bir sonraki maç olan İBB maçı kupadaki geleceğimizi belirleyecek maç haline geldi.
İBB maçı daha önceki maçların tersine 2. dakikada golü yiyip, ilk atağımızda Zaleyetta'nın kırmızı kart görmesiyle, tamamen bizim kontrolümüzde geçen bir maç oldu. Henrique, Emre Güral ve Janko'nun golleriyle 3-1 bitirip, gruptan çıkma yolunda önemli bir adım attık.
İkinci yarıya başlarken, Cech'i sattığımız, Ferhat'ı da sene başında kiraladığımız için, bir sol bek ihtiyacımız doğdu. Şu ana kadar transferde sadece sağ açığa kiralık olarak Joseph-Monrose'u, golcü olarak da yine kiralık olarak Juventus'tan Leo Bonatini'yi kadromuza kattık. Defansın ortasına almak istediğimiz hiçbir futbolcuyu alamadığımız gibi, henüz Vittek ve Alanzinho'yu da satamadık.
İlk maçımız, deplasmanda Sivas'la. Zor da olsa ilk yarıda Olcan'ın iyi ortası ve Janko'nun düzgün vuruşu ile attığımız golle, 1-0 kazandık. Takım birkaç maçtır kazandığı için, moral kazandı. Açıkçası ben de.
Bu arada ilk transferimizi gerçekleştirdik. Emerson'un yedeği olarak düşündüğümüz Galatasaray'dan Çağlar Birinci'yi 450.000$'a transfer ettik. Daha iyi ve daha sansasyonel bir transfer yapmak isterdik ama şimdilik maddi imkanlarımız buna elverdi.
Arka arkaya ligde Akhisar, kupada da Orduspor maçlarını kazanarak, yola devam ediyoruz.
Lige verilen ara şimdilik takıma yaradı gibi görünüyor...